Güneşli Rakım Kaç? Işığın, Bilginin ve Varlığın Yüksekliğinde Bir Felsefi Yolculuk Bir Filozofun Gözünden Yüksekliğin Anlamı Bir filozof için “rakım” yalnızca bir yükseklik ölçüsü değil, aynı zamanda bilincin ve varlığın katmanlarını temsil eden bir metafordur. Güneşli kelimesi ise, bu yükseklikte var olmanın ışıltısını, yani hakikatin açığa çıkışını sembolize eder. Dolayısıyla “Güneşli Rakım kaç?” sorusu, coğrafi bir merakın ötesinde ontolojik bir sorgudur: İnsan, hangi düzeyde var olurken aydınlanır? Rakım yükseldikçe hava incelir, ışık keskinleşir, gölge kısalır. Bu doğa yasası, felsefi anlamda da geçerlidir; bilincin yükselişi, karmaşık düşüncelerin sadeleşmesiyle olur. Belki de “Güneşli Rakım” bir yer değil, bir farkındalık düzeyidir — bilginin…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Kapsımal Ne Demek? Bilimsel Merakla Bir Kavramın İzinde Merak, insanlığın en eski dürtülerinden biridir. Bir kelimeyle karşılaştığımızda ve anlamını tam olarak bilmediğimizde zihnimiz hemen harekete geçer: “Bu ne demek? Nereden geliyor? Neden önemli?” İşte “kapsımal” kelimesi de böyle merak uyandıran, kulağa alışılmadık gelen bir terimdir. Bu yazıda, kapsımal kavramını bilimsel bir mercekten inceleyerek anlamını, kökenini ve farklı disiplinlerdeki kullanım alanlarını birlikte keşfedeceğiz. Kapsımal Ne Anlama Gelir? Türkçede yaygın olarak kullanılmasa da “kapsımal”, köken olarak “kapsamak” fiilinden türeyen ve “içine alma, kuşatma, kapsamına dahil etme” anlamı taşıyan bir sıfattır. Temel anlamıyla kapsımal, bir şeyin başka şeyleri içine alan, onları kuşatan veya…
Yorum BırakTürkiye’de Gizli Oy İlkesi Ne Zaman Kabul Edildi? Edebiyatın Işığında Bir İnceleme Edebiyat, insanlık tarihinin derinliklerinde kendine bir yol bulmuş, kelimelerin gücünü ve anlatıların dönüştürücü etkisini barındıran bir evrendir. Birçok kelime, bir metin ya da bir karakter, toplumsal değişimlerin, fikirlerin ve düşüncelerin birer yansımasıdır. Bu yüzden, kelimelerin arkasında bir anlam dünyası yatarken, toplumların tarihi de edebiyatın yansıması olarak kendini gösterir. Toplumsal yapıları ve insanlık durumlarını anlatan büyük romanlar, kısa öyküler ya da şiirler, yalnızca bireysel bir duygu ya da düşünceyi ifade etmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal ve siyasi dönüşümlerin birer yansıması olur. Türkiye’nin demokratikleşme yolculuğunda önemli bir adım olan gizli…
Yorum BırakKan Veren Kişi Nelere Dikkat Etmeli? Geleceğe Dair Vizyoner Bir Bakış Kan bağışı, hayat kurtaran bir eylem olmasının ötesinde, toplumumuzun sağlığına doğrudan katkı sağlayan bir sorumluluk. Peki, bu sorumluluğu yerine getiren kişiler gelecekte nasıl bir dünya bekliyor? Kan vermek sadece fiziksel sağlığı etkilemekle kalmaz, toplumsal yapıyı da derinden etkileyebilir. Gelecekte, erkeklerin stratejik bakış açıları ve kadınların toplum odaklı yaklaşımlarıyla şekillenen bir dünyada kan bağışının ne gibi etkiler yaratabileceğini tartışalım. Kan Bağışının Geleceği: Toplumsal Değişim ve Kişisel Sorumluluk Kan bağışı, yıllar içinde değişen sağlık politikaları ve gelişen teknolojilerle daha da önemli bir hale geldi. Gelecekte, kan bağışının sadece fiziksel sağlıkla sınırlı…
8 YorumNazar Bilimsel Olarak Var mı? Psikolojinin Gözünden Görünmeyen Güçlere Bir Bakış Giriş: Bir Psikoloğun Meraklı Sorusu Bir psikolog olarak, seanslarda sık sık şu cümleyi duyarım: “Hocam, nazar değdi galiba.” Bu ifade, basit bir batıl inanç olarak geçiştirilebileceği gibi, insan zihninin nedensellik arayışının da güçlü bir yansımasıdır. Peki gerçekten nazar bilimsel olarak var mı? Yoksa bu, kontrol edemediğimiz olaylara anlam yüklemenin duygusal bir yolu mu? Bu soruya yalnızca “evet” ya da “hayır” yanıtı vermek, insan zihninin karmaşıklığını küçümsemek olurdu. O halde gelin, bu inancı bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji perspektiflerinden birlikte inceleyelim. Bilişsel Psikoloji: Beynin Nedensellik Takıntısı İnsan beyni, dünyayı anlamlandırmak…
Yorum Bırakİşitsel Sanatlar Nelerdir? Duyumun Felsefi Derinliklerinde Bir Yolculuk Bir filozof için duymak, sadece fiziksel bir eylem değildir; varlığın yankısını hissetmektir. Göz görür, ama kulak dinler — ve dinlemek, anlamaya giden en derin yoldur. “İşitsel sanatlar” dediğimizde, yalnızca sesle yapılan sanatları değil, insanın varoluşu algılama biçimlerinden birini konuşuruz. Bu yazıda, işitsel sanatları etik, epistemolojik ve ontolojik perspektiflerden inceleyerek, sesin anlamla kurduğu o kadim ilişkiyi yeniden düşünelim. Sesin Ontolojisi: Varlığın Yankısı Ontoloji, “varlık nedir?” sorusuna cevap arar. Ses, görünmezdir ama vardır; tıpkı düşünce gibi, varlığıyla mekânı doldurur. İşitsel sanatlar — müzik, şiir okuma sanatı, tiyatrodaki diyaloglar, hatta radyo anlatıcılığı — işte bu…
Yorum Bırakİnsanı Yöneten Güç: Bir Siyaset Bilimcinin Gözünden Güdüler Nelerdir? “İnsan neden harekete geçer? Gücü neden arzular, adaleti neden arar?” Bir siyaset bilimci için bu sorular yalnızca bireysel psikolojiye değil, toplumların inşa ettiği güç düzenine uzanır. Güdüler, yalnızca içsel dürtüler değil; aynı zamanda siyasal yaşamın görünmeyen motorlarıdır. Bir liderin iktidar hırsında, bir vatandaşın oy verme davranışında, bir hareketin sokaklara dökülmesinde hep bir güdü vardır. Güdüler nelerdir? sorusuna yanıt ararken, aslında insanın siyasal doğasını, özgürlük ve otorite arasındaki gerilimini de çözümleriz. — Güdülerin Siyasetle Dansı: İktidarın İçsel Dinamikleri Siyaset, sadece kuralların değil, güdülerin kurumsallaşmış hâlidir. Her siyasi sistem, bireyin davranışlarını belirli hedeflere…
Yorum BırakKaleseramik İhracat Yapıyor mu? Tabii ki — Seramikle Dünya Turu Başlıyor! Selamlar millet! Bugün “Kaleseramik ihracat yapıyor mu?” sorusunu ele alacağız. Yani merak budur: Çanakkale’nin seramik ustaları sadece bizi mi sırlıyor, yoksa sınırları da mı kırıyor? (Tabii ki kırıyor — ama nasıl?) Gelin birlikte hem rakamlarla kıyıdan kıyıya dolaşalım, hem de strateji & his dünyasından birkaç kıyı gözlemi katalım. İhracat Var: Tabii ki Yapıyor — Ama Nasıl ve Ne Kadar? Önce sert verilerle başlayalım — çünkü erkek stratejisti memnun etmeliyiz: Kaleseramik, 1962’den itibaren seramik ihracatı yapıyor. ([Kale][1]) Şu an 86 ülkede tüketicilerine ulaşıyor. ([Kale][2]) 2025 yılında İngiltere, ABD ve Çin’e…
Yorum BırakBir Sosyoloğun Gözünden: Göz Bandı Ne Kadar Süre Kullanılmalı? Toplumsal yapıları, bireysel deneyimlerle birlikte anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak, her fiziksel pratiğin aslında bir sosyal anlamı olduğunu düşünüyorum. Göz bandı — ilk bakışta yalnızca bir tıbbi gereç gibi görünse de — toplumun bireye, bireyin kendine nasıl baktığını temsil eden güçlü bir metafordur. “Göz bandı ne kadar süre kullanılmalı?” sorusu, yalnızca bir iyileşme süresini değil, aynı zamanda insanın sosyal dünyayla kurduğu ilişkilerin derinliğini de sorgulatır. Çünkü bazen biz gözlerimizi korumak için bandı takarız, bazen de görmek istemediklerimize karşı bir savunma aracı olarak kullanırız. Göz Bandı Bir Tıbbi Nesneden Fazlasıdır Gerçek anlamıyla…
Yorum BırakGörgü Nedir, Örnekleri Nelerdir? Psikolojik Bir Bakış İnsan davranışlarının ardındaki görünmez nedenleri anlamaya çalışan bir psikolog olarak, her gün küçük bir gözlem beni büyüler: İnsanlar, çoğu zaman farkında olmadan, toplumun “görünmez kuralları”na uyarlar. Bu kuralların adı görgüdür. Kimi zaman bir teşekkür, kimi zaman bir kapıyı tutmak kadar basit bir davranış, aslında insanın sosyal uyum kapasitesinin bir göstergesidir. “Görgü nedir, örnekleri nelerdir?” sorusuna yalnızca toplumsal kurallar açısından değil, psikolojik dinamikler açısından da bakmak gerekir. Çünkü görgü, bireyin dış dünyayla ilişkisini belirleyen bir aynadır — hem bilişsel hem duygusal hem de sosyal düzeyde. Görgünün Psikolojik Temeli: Bilişsel Düzey Görgü, ilk bakışta bir…
Yorum Bırak